28 Ekim 2009 Çarşamba

tayyib'in incileri...



eğer gerçekse, ki gerçek gibi duruyor...çok vahim...ancak istifa ile temizlenebilir...felaket ötesi birşey...diyecek söz bulamıyorum...türkiyenin kimlerin elinde olduğunun göstergesidir işte bu...Allah sonumuzu hayır etsin...

22 Ekim 2009 Perşembe

34 PKK'lının dağdan inmesi Kürt sorununun çözülmesi yolunda olumlu bir adım mıdır?

Radikalde yapılan bir forum...hemen o anda aklıma gelenleri orada da yazdım...

Kürt sorunu dağdaki terörle eşletirmek bir kere Kürt kökenli vatandaşlarımıza hakarettir. Kürt sorunu ayrı Terör sorunu ayrıdır. Terörü çözmek Kürt sorununu çözmek değildir. Terörü çözmek ancak Kürt sorununu çözmeye başlamak demektir. Aslında Kürtlerin terörü bırakması artık sorunlarının çözülmesini istedikleri anlamına gelir. Kürtlerin sorunu bölgedeki eğitim, sağlık, iş, yatırım, geri kalmışlık sorunudur. Terör yıllarca Kürtleri oyalamak ve Türkiye'nin kalkınmasını engellemek için kullanılmış bir araçtır. 34 PKK'lının dağdan inmesi "Terör"ün çözümü için iyi bir adım olabilirdi ama milletvekilleri, savcılar ve terör örgütü yandaşları tarafından şölenle karşılanmaları devletin teröriste "kıyak" çektiğinin belgesi olmuştur. Teröriste kıyak çekilerek sorun çözülmez. Terörist hapse girer, cezasını çeker, sonra çıkar giderse kimse bundan gocunmaz. Ama "elinin kanıyla", "Aponun lafıyla" serbest bırakılırsa asıl o zaman anaların gözü yaşlı, halkın vicdanı yaralı kalır. Bence temelde hata var. Sorunlarının çözülmesini isteyen Kürtler terörü bitirmeliydi. Silahı bırakın diye orduya çağrı yapıyorlardı bir ara...Dünyada hangi ordu silah bırakır? Terörist silahını bırakır, teslim olur, halk onu affederse amenna...Ama istenen aasker silah bıraksın, PKK elini kolunu sallaya sallaya gezsin...

Hata burada...İş böyle çözülmez...Hep dışardan birilerinin bastırmasıyla bu işler yapıldığından da bir ayağı eğri oluyor...Bir yamukluk mutlaka çıkıyor...Türkiyenin milletvekillleri teröristleri karşılıyor...Bunlar kimin vekili vatandaşın mı, teröristin mi? Terörist zaten mecliste temsil ediliyorsa dağda ne işi var...

En başından beri bunu söylüyorum...PKK Aponun aklıyla idare edilebilecek bir organizasyon değildir...Amaç Kürtlerin derdini anlatabilmek değildir...İçerisinde istihbarat örgütleri, derin devletler, silah tüccarları, uyuşturucu kartelleri vs.pek çok oluşum bulunmaktadır...Türkiyenin bir ayağının sürekli çukurda tutulması birilerinin işine gelmektedir. Bu yüzden terör sürekli beslenmiş ve orada kanayan bir yara olarak hep var olmuştur.

Artık yeni planlar yeni düzenlemeler yapıldığından kanayan yaranın kapatılması yerine yeni kol - bacak ya da ceket yapılaması gerekmektedir...Oynanan bütün bu "tiyatro" da bu yüzdendir... ama kimseye faydası olacak mı?

10 Ekim 2009 Cumartesi

ne mutlu türküm diyene...

bir kaç gündür ne mutlu türküm diyene mahyalarının kaldırılması tartışmalarına rastlıyorum televizyonda...benim de önceden üzerinde düşündüğüm bir konudur...neymiş efendim, ayrımcılık yaratırmış...ilkokul öğrencilerinin andından da çıkartmak istiyorlardı, zaten...bir dakika arkadaşlar bu işte bir yanlışlık var...

1. benim türklüğümle mutlu olmam kimde, nasıl bir huzursuzluk yaratabilir? ve neden benim bunu söyleme özgürlüğüm yok?

2. tamam, herkesin bunu söyleme mecburiyeti olmamalı...ancak 6-12 yaşı arasındaki çocukların bunu ezbere söylemesinin onların sosyal yaşantısında ya da henüz yeni yeni gelişen psikolojilerinde derin yaralar açacağına inanmıyorum...

bu konuyla ilgili bir kaç sorum var:
a. 6-12 yaşında çocuklar türk-kürt-alman-yahudi-laz arasındaki farkı anlayabilecek kadar gelişmiş midir? (ben çok iyi hatırlıyorum, almanyayla alanyayı birbirine karıştırır; macır, manav ya da arnavut ne demek ya da bu insanlar arasında nasıl bir fark olabilir, anlayamazdım. çünkü biri annem, biri yengem biri de alt kat komşumuzdu)
b. eğer çocuklar bundan gerçekten olumsuz etkilenecekse neden biz orada bahsi geçen "türk"ün gerçek anlamını çocuklarımıza doğru belletmek yerine onlara "hayır, kürdüm diyenler daha mutludur" ya da "yahudiyim diyenler bizden değildir" falan diye öğretmek istiyoruz?

işin başına dönelim bence...bu söz ne için söylenmiştir?

ben çok fazla tarih okumuş ya da konuya hakim biri değilim...ama bu sözün ne için söylendiğini sanırım doğru anlıyorum...yıllardır süren savaşlardan çıkmış, son yirmi yılda belki de nüfusunun yarısını savaşlarda kaybetmiş, ayağında bırakın ayakkabıyı bir doğru düzgün çorabı bile olmayan, elinde avucunda hiçbir şeyi kalmamış bir topluluk...yıllarca bir arada yaşamış, aynı dili konuşan, aynı kültürü paylaşan ama aslında birbirinden pekçok noktada farklı da olan bir topluluk...(osmanlı kurulmadan önceki beyliklerin haritası geliyor aklıma...her şehir ayrı bir beylikti sanırım ve aslına bakarsanız her şehir birbirinden farklı kültürdedir türkiye'de...ama bir o kadar da, en az farklı olduğu kadar da benzerdir...)

yüzyıllarca hor görülmüş, ezilmiş, sömürülmüş, bastırılmış ve sadece savaşlarda ölmek için yaşamış bu insanlar artık kendi iradeleriyle yaşamak mecburiyetindeydi, bu söz söylendiğinde...ve onların bunu başarabileceklerine inandırılmaları, bu yolda ilerlemeleri sağlanmalıydı...birleştirilmeliydi hepsi, tek yürek olmalıydılar...işte bu yüzden "ne mutlu türküm diyene" dediler (hadi anonim kabul edelim)..."sen yaparsın, sen asilsin, sen güçlüsün, sen zekisin, sen büyüksün" demekti (koçum benim, gibi)... ve "türkülüğünle övünmeli, kendinle gurur duymalısın" demekti... oysa, yüzyıllarca dünyanın tek süper gücü olan, islamın bayrağını taşıyan, 3 kıtada 5 denizde fırtınalar estiren, herkesin adını duyunca köşe bucak kaçtığı bir millet, sadece 12 lisesi ve bir avuç buğdayı kalmış, her savaştan yenilgiyle ayrılmış bir millet durumuna düşmüştü...sadece türküyle değil, her bir ferdiyle...işte bu insanları bir araya getirdi ve onlara birşeyleri başarabileceklerine inandırdı, bu söz..."Türk (sen yedi düveli dize getirdin, şimdi de biraz) öğün, (bolca) çalış, (sonra) güven..."

şimdi neden bu sözden insanlar rahatsız oluyorlar, söyleyeyim...tıpkı 80'lerde-90'larda ortaya çıkan "hakimiyet Allah'ındır" sözü gibi aslında...bu da temel değerlere, türkiye cumhuriyeti temellerine yönelik bir saldırıdır...

neden "hakimiyet Allah'ındır" deniyor?...bu söz "hakimiyet milletindir" sözünün karşılığıdır...ve bunun, cumhuriyete isyan dışında, slogan olarak hiç bir anlamı yoktur...eğer Allah'a inanıyorsan zaten onun hakimiyetini kabul ediyorsun demektir; tartışmaya gerek yok... eğer Allah'a inanmıyorsan, bir sloganla imana gelecek değilsin...ee, o zaman? bu laf niye söyleniyor? bu laf "hakimiyet milletin elinden alınmalı ve Allah'a verilmelidir; ama siz sıradan insanların Allah'ı anlayabilecek zeka ve bilginiz yok! onun yerine biz size Allah'ın hakimiyetini izah ederiz..." demektir. siz bu zihniyetin Allah için bir şey yapabileceğine inanıyor musunuz? bunlar, daha en başında, kendi çıkarları için milleti satıyorlar ve hakimiyeti Allah adına ele geçirince Allah'ı da satacaklar...

"ne mutlu türküm diyene demek bölücülüktür, toplumun farklı katmanlarını rencide eder" demek, işte, sırf bu yüzden bölücülüktür..."türk" saf bir ırk değildir..."türk" bir ırk bile değildir (artık, bana sorarsanız)...evet ben kendimi türk ırkından kabul ediyorum ama, işte, gen haritalarına bakın, 8 farklı ırk özelliklerini taşıyoruz zaten...o zaman türk nedir, oraya geliyoruz...en kolay tanımı türkiyelidir...türkiye vatandaşına "türk" denir...amerikalılar neden ben çinliyim, ben ingilizim, ben italyanım demiyor? ben amerikalıyım diyorlar...ben de türküm ve "türk"lüğümle mutluyum... eğer sen "türk"lüğünle mutlu değilsen o zaman bölücülük yapıyorsun demektir...ben türk değilim ve "türk(türkiyeli)" olmak istemiyorum demek bölücülüktür...bu apaçık ortada...

mesele bir iki kelime ya da bir söz değil...mesele açılım meselesi...mesele, başkalarına verilen sözler ve karşılığında alınanlar...benim gördüğüm türkiyedeki kürt topluluğuna bir takım haklar verilmek karşılığında birşeyler alınmış...ve şimdi bu oyunlar sahneleniyor...açılım falan hikaye...

görünen o ki, türkiyedeki kürtlere öncelikle özerklik verilecek daha sonra eğer şartlar uygun olursa ıraktakilerle birleşip kendi devletlerini kuracaklar...amaç budur...bunun karşılığında iktidara 250 milyar dolarlık kredi verilmiş...geçen bir yerde okumuştum...2002 yılına kadar alınan toplam borç 250 milyar dolar, 2002-2009 arasında alınan toplam borç da 250 milyar dolar...yani apaçık ortada...türkiye neden bu iktidar dönemine kadar enflasyon batağındaydı neden bir türlü toparlanamıyordu? şimdi bu iktidar neyi değiştirdi de bir anda enflasyon tek haneli rakamlara düştü...bunlar gerçekte hiç birşey yapmadılar...sadece dışarıdan akıtılan para enflasyonun düşmesini ve refahı getirdi...bunun karşılığında ülke borç batağına sürüklendi...şimdi faturanın ödenmesi zamanı gelmiştir..."ödeyin bakalım faturayı...ya kürtlere özerklik verirsiniz ya da ıraktakilerle birlerştirir ayrı bir devlet kurdururuz" diyorlar..."sıkıysa yapmayın bakalım... yoksa 250 milyar borcu ödeyin diye önünüze koyarız!"

iş bu kadar basit olsa diyorum bazen...ama bana sorarsanız başka şeylerde var...ılımlı islam, ergenekon (mccarthy davalarıyla birebir aynı bana sorarsanız), demokratik açılım, kürt televizyonu, incirlik...bu adamlar isimlerle uğraşmıyor, işlerini yapacak olanı tutuyor ve istediklerini yaptırıyorlar...sanki bütün bunlar büyük bir planın parçası gibi...adım adım plan gerçekleştiriliyor ve ilerliyor...(banu avar'la yeni dünya düzeni programını izleyin mutlaka orada pekçok şeyi aylar öncesinden anlatıldığını da göreceksiniz...)

şimdi açılımla türkleri "türk" oldukları için cezalandıracaklar...baksana ne mutlu türküm diyene demek sakıncalı oldu bu ülkede...ama "ne mutlu kürtüm diyene" demek serbest ve belki de moda olacak yakında...

kimse kimsenin ırkıyla uğraşmamalı! ama bu ülkeyi, bu milleti bir arada tutan temel kavramlarla da uğraşılmamalı...bu ülkeyi bir arada tutan bütün kavramlara bir saldırı var...milliyetine, laikliğine, millet hakimiyetine, devletçiliğine, ordusuna, bilim adamlarına, gazetecisine, aydınına, haber alma özgürlüğüne, düşünce özgürlüğüne...

bütün bir millete "ananı da al git" diyen biri tarafından yönetiliyor, bu ülke ve herkes (%49'u) bundan memnun...yahu, ben sana derdimi anlatmaya gelmişim, "anam ağlıyor, bittim" diyorum...sen bana ananı da al git mi diyorsun!? bu lafı diyen bir insanın bir gün o koltukta, o makam da durması bile bu millete yapılmış en büyük hakarettir! ben sana derdimi anlatmaya geleceğim ve sen bu ülkenin başbakanı, bana, "ananı da al git! (halk dilinde, s....r git!)" diyeceksin... sen orada benim derdimi dinlemek için varsın, efendi, başkalarının sözünü dinlemek için değil! ben yanlış olabilirim, hatalı olabilirim, provokasyon için oraya gelmiş de olabilirim...ama ben, milletim! sen benim için çalışmak zorundasın! benim derdimi dinlemek zorundasın! bana "s....r git" diyemezsin!

ama hala pişkin pişkin orada duruyor ve herkes bundan çok memnun...al capone benzetmesi yapmış geçen gün...bir dakika?... bu adam (A.Doğan) yasadışı işler yapıyorsa bulun yasadışı işlerini, ortaya çıkartın...ama bu adam muhalefet yapıyor kardeşim, sadece muhalefet... en büyük düşman aslında muhalefet yapan galiba...yoksa yolsuzlukmuş, ihaleleri peşkeş çekmekmiş, borçları ödemeyip futbol takımı almak-yönetmekmiş... bunlar serbest!

ergenekon davasındaki gerekçelerden biri "hükümeti devirmeye yönelik çalışma yapmak"tır... (nasıl?) eğer bu suçsa ilk başta baykalla bahçelinin içeriye alınması lazım... onlar da hükümeti devirmek istiyorlar... o zaman bu nasıl bir suç olabilir ki? adamlar darbe yapmayı düşünüyorlardı diyelim, ama belki yarın kafalarına dank edip vazgeçeceklerdi..."arkadaşlar, bu iş benim içime sinmiyor...bence darbeyi iptal edip dağılalım" diyeceklerdi... ner'den biliyorsun darbe yapacaklardı? "ama, yapacaklardı?" hani ner'de? darbe marbe olmadı!...

suç olan devletin bölünmez bütünlüğünü tehlikeye atmaktır, suç olan toprakları satmaktır, suç olan devletin yönetim biçimini değiştirmek, millet hakimiyetini yok etmektir...

mayınları temizlemeleri karşılığında türkiyenin suriye sınırı 50 yıllığına israile verilecekmiş! Allahtan korkun be...neden bir kere israil? hani israil "tu kaka!"ydı? neden türk firmaları, kendi ordumuz bu işi yapamıyor da başka ülkeden birileri hem de toprak karşılığı yapıyor?

şimdi bana söyleyebilir misiniz kim bu ülkenin düşmanıdır, kim bu ülke için çalışmaktadır?