12 Kasım 2009 Perşembe

savaş ve barış? (nefes filminin düşündürdükleri)

televizyonda da bahsediyorlardı, geçenlerde ...neden birileri bunu savaş olarak tanımlamakta ısrar ediyorki? düşünüyorum...savaş, topyekün olan bir şey değil mi? filmde bahsedilen muktemelen "çatışma"...ama türkiyenin başına gelen "terör" yani "bir grubun kendi çıkarları için şiddeti-vahşet-dehşeti bir araç olarak kullanması"...savaş olması için en azından 2 düzenli ordu ve/veya 2 devlet gerekli bence...tanımlarda hata yapmak sonradan yanlış yönlendirebilir insanları...mesela açılım için "barış yapalım" demek gibi...kiminle barış yapacağız...imralıdaki "bebek katili"yle mi? yoksa "karşılama komitesiyle" mi? biz savaşmıyorduk ki neyin barışı?...bence doğru tanım "barıştırmak" olmalı..."kanlı- bıçaklı" kavga etmiş, iki küs "kardeş"i barıştırmak...ama kusura bakmayın ben bu yaklaşımı "açılım" yapan tarafta göremiyorum...ve kusura bakmayın ben açılımı içime sindiremiyorum... "terörist"in şölenlerle karşılanması, "terörist" olduğunu söylediği halde "cezasız" salıverilmesini hazmedemiyorum...ben "kardeş"inin kendisine ihanet ettiğini düşünen ağabey gibi hissediyorum...bir özür, bir alttan alma, bir alçak gönüllülük olması gerekli...ama davul zurna, bayram havası...sanki onları dağa gönderip ellerine silah veren bizmişiz gibi...sanki yıllarca dertlerinin çözümü için haykırmışlar da biz üstlerine kimyasal silahlar atmışız gibi...şimdi zafer nidalarıyla dönmeyi haketmişler gibi...barışsa barışalım...analar ağlamasın...ama zeytinyağı gibe üste çıkmayın...ve yapılanın terör olduğunu, suçluların cezalandırılması gerektiğini de unutmayın...

Hiç yorum yok: