27 Mayıs 2010 Perşembe

derin darbe: 27 mayıs ve düşündürdükleri...

bir kere "devrim mi, darbe mi" sorusunun bazıları tarafından hatırlanması güzel...işte bu sebeple, "bütün darbeleri lanetliyorum...darbelerin allah belasını versin!" gibi bir söylem bu soruda tıkanacaktır...her darbenin kötü olduğunu söyleyemezsiniz...yine de her bir darbenin ayrıca değerlendirmesi yapılabilir, türkiyede yapılan bütün darbeler kötüdür de denebilir...ama gelmiş ve gelecek bütün darbeler kötüdür demek bence peşin hükümlülüktür, ön yargılıdır, bağnazlıktır...darbelerle ilgili en vahim şey, bence, türkiyenin darbe dışında bir "demokrasi" geleneği(!) geliştirememiş olmasıdır...özellikle 80 sonrası apolitize edilen, örgütlenemeyen, eğitil(e)meyen kalabalıklar sürü haline getirilmiş ve şimdi millet egemenliği adı altında "hadi sandığa gidelim.halka soralım.millet iradesidir..." denilerek karar mercii gibi gösteriliyor...pardon ama, hayatı boyunca sadece 2 kitap okumuş ya da okumamış; bilim-kültür-siyaset-dünya görüşü sadece Sabah Şekerleri ya da Çarkıfelek'ten ibaret olan; hiç bir partiye, derneğe, sendikaya üye olmamış; tek amacı akşam bir tas sıcak çorba ve televizyon karşısında rahat bir koltuk-bir avuç kuruyemiş olan kalabalıklar neyi seçebilir, neyi düzeltebilir, neyi ilerletebilir...toplum değil sadece sürü olabilen bir topluluk darbe dışında ne çözüm getirebilir ki...ordu türkiyede büyük bir güçtür ve daha uzun bir süre bir seçenek olarak durmaya devam edecektir...ne zamanki demokrasi mekanizmaları, lider sultasından, tek adam iktidarlarından vaz geçip kendi içerisinde yeni filizlerin oluşmasına, yeni seçeneklerin ortaya çıkmasına izin verirler, o zaman birşeyler değişebilir...avrupaya bakıyorum, bütün partiler 2 seçimde bir lider değiştiriyor, temel aynı kalıyor ama yöntemler-işleyiş değişiyor ve bir gelişme ortaya çıkıyor...bizde ise girdiğin bütün seçimleri kaybetsen de 20 sene lider kalabiliyorsun, 50 sene siyaset yapabiliyorsun: genel başkanım yaptıysa doğrudur, başbakanım her zaman haklıdır, cumhurbaşkanım hiç hata yapmaz, sayın bakanın istifasına ne gerek var canım! bu işin kaderi böyle!... darbeleri kötülemek-lanetlemek yerine birşeyler yapalım...orduyu günah keçisi ilan ettiler, sanki başımıza gelenlerin tek sorumlusu ordu...biz ne yaptık, biz ne yapıyoruz...halk destek vermese, karşı çıksa darbe olur mu? millet örgütlense, çözüm üretse, değişim için devleti, iktidarı zorlasa problemler bu noktaya gelir mi? çözümsüzlükler, sonuçsuzluklar bu kadar artar mı?...neyse, bence daha çok düşünmek ve tartışmak lazım bu konuları...

Hiç yorum yok: