8 Kasım 2009 Pazar

tanrı, ateistlik ve zeitgeist...

http://www.hurriyet.com.tr/pazar/12887659.asp?gid=229

yukarıdaki linkte bir haber var; batıdaki tanrı ve ateistlik tartışmaları üzerine...tesadüf müdür, bilmem, dün de şu zeitgeist'i seyrettim...çok önemli bir yapım bence...fırsat bulursam rapid'e koyup buradan paylaşacağım zaten...benim de bu konuda söylemek istediklerim vardı...hepsi üst üste denk geldi anlayacağınız...

tanrının varlığını tartışmayı düşünmüyorum...ki bunu saçma buluyorum...bu tartışılamaz bence...zaten inanan bir insan için bu o kadar temel bir kavram ki tartışmayı bile düşünemiyorsunuz...ama kabul edebiliyorum; bazıları tanrıya inanmak istemiyor ve bunun için kendilerini haklı çıkartmaya çalışıyorlar... bir sürü uyduruk sebep ortaya koyuyorlar... bunu ben şu, suçlu-suçsuz ispatı olayına benzetiyorum biraz...yani bir insana "hadi bakalım, suçsuz olduğunu ispat et" demek ne kadar doğrudur? ama siz suçlu olduğunu iddia ediyorsanız, bunu ispat edecek delilleri göstermek zorundasınız...onun gibi "tanrı varsa, ispat edin" demek zaten en başından mantıksızlıktır...eğer "tanrı yok" diyorsanız bunu ispat edecek delilleri sizin ortaya koymanız gerekir...

tartışmayla ilgili herhangi bir metni görmedim...o yüzden bu konuda birşey yazmam zaten mümkün değil...zeitgeist ise tamamen hristiyanlığın paganizmin bir uzantısı olduğunu ispatlamaya yönelik bir yapım...ben zaten islami yaklaşımı olan biri olarak hristiyanlığın yanlış olduğunu kabul etmiş durumdayım...ama bazı yerleri beni de zorladı...sonuçta hz.isa Kuran'da adı geçen ve peygamber olarak her müslümanın inanması gereken biri...ancak Kuran'daki İsa ile hristiyanlığın İsa'sı ne kadar örtüşür bunu irdelemek gerekli...ve ondan sonra ancak, zeitgeist'in İsa yaklaşımından rahatsız olmak gerekir...yine de üzerinde düşünülmesi gereken konular, derin okumalar yapılacak yerler var...

yine de tanrı inancı ile ilgili söylemek istediğim bir çift söz var...ben tanrı inancını başakalarının bana gösterdiği ya da anlattıklarıyla ulaşmadım...belki başkaları da böyle bulmuşlardır ama ben tanrıyı kendi mantığımla ulaştığım için bana daha gerçek geliyor...ve belki sizlerde başkalarının sözüyle tanrıyı anlamaya çalıştığınız için ondan uzaklaşıyorsunuz...

tanrıyı herkes kendi içinde aramalı...uzakta, gökyüzünde, cennette falan değil...birkaç propaganda programı seyrettim ve neredeyse orada anlatılanlar beni dinden imandan çıkartıyordu...klişe sözlerle "bakın arılar bal yapıyor demek ki tanrı vardır...ay dünyanın, dünya güneşin etrafında dönüyor, demek ki tanrı vardır...2 kere 2 dört eder demek ki tanrı vardır..." deyip tanrıyı ispatladıklarını sanıyorlardı...bilimin kanıtladığı hiçbirşeyi tanrının delili olarak sunamazsınız bence...bu doğrudan ateizmi savunanların eline koz vermek olur...

benim inancımın nereden geldiğini, bu konuyu nasıl tamamen kapattığımı anlatayım isterseniz size...

sanıyorum lise yıllarıydı...big bang falan anlatılıyor, belki de bir belgeselde falan seyretmişimdir... hep ilgimi çekmişti bu big bang...sonra evrim tartışmaları, maymun-insan vs... ve kendi kendime düşünmeye başladım..."insan maymundan gelmiş, maymun başka bir canlıdan, bir zamanlar suda yaşıyormuş, karaya çıkmış evrim geçirmiş..."diye düşünüyorum...en son başlangıcı ise bir hücre...Kuran'da da böyle yazmıyor mu? "sizleri bir kan pıhtısından yarattım" diye... "doğru, herhalde bahsedilen kan pıhtısı bu tek hücreli canlı" dedim...peki o tek hücre nereden geldi? evet, dünya bir gaz bulutuydu, güneşten kopmuştu, sonra soğudu...belki sonra bir yıldırım çaktı, atmosfer, iklim vs.çok uygun olunca, belki biraz da ilahi bir dokunuşla bu maddeler canlı bir tek hücreye dönüştü...sonra oradan çok hücreliler, organizmalar falan...bu da tamam...peki güneş nereden geldi? o da belli, big bang...evrendeki herşey enerjiden oluşur ve evren genişlemektedir...yani entropi tanımı, minimum enerji maksimum düzensizlik...tamam, bu da big bang'i doğruluyor...bir patlamayla herşey etrafa saçıldı...sonra bu enerji maddeleri oluşturdu, atomlara elektronlara dönüştü, yıldızlar ve güneş oluştu, ondan gezegenler koptu falan...ve herşey minimum enerji maksimum düzensizlik kuralına göre bu evrende varolmaya devam ediyor...güneş tüm enerjisini kaybedinceye kadar var ve sonra yok olacak...peki oradan da geriye dönelim; güneş, gezegenler, galaksiler, evrenin genişlemesi bunları da entropi-termodinamik yasalarıyla anladık...cpeki big bang'den önce ne vardı?

işte benim tıkandığım, daha fazlasını açıklayamadığım nokta budur...ve iman-inanç kısmı da buradan sonra başlar...big bang olmadan önce ne vardı peki? yani entropinin tam tersiyken? maksimum enerji - minumum düzensizlik...yani şu an evreni oluşturan tüm madde ve enerji bir tek noktada iken? noktanın matematikteki tanımını hatırlarsınız, üzerinden sadece tek bir doğru geçen yerdir...bütün evren o bir tek noktada iken minimum düzensizlik ve maksimum enerji olur...ve tüm bu enerjiyi bir tek noktada tutabilen gücü siz ne olarak tanımlarsınız? ve bir başka soru daha: bu bütün evrenin enerjisini içinde tutabilen tek bir noktanın sahibi ya da bulunduğu yer kimdir, nerededir?

ben bundan sonrasını kendi kendime arama ihtiyacı hissetmedim...evet, eğer bir güç tüm evrenin enerjisini en küçük nokta içerisinde tutabiliyorsa, bence o evrenin her bir atomunun hareketini bilebilir ve hükmedebilir...

ben bu yüzden tanrıya inancımdan şüphe etmiyorum...ve tanrı yoktur diyenlerin bütün bunu nasıl açıklayabileceklerini de merak ediyorum...

şunu belirtmeden de geçemeyeceğim...bir toplum için tanrı inancı en büyük gereklilik...yani, düşünsenize; eğer yaptığınız hiçbir hareket sonradan sorgulanmayacaksa, hiç bir ceza ya da ödül yoksa nasıl bir ahlak anlayışınız olabilir ki? sizi engelleyen ne olabilir?...eğer kimse görmüyorsa adam öldürebilirsiniz, çalabilirsiniz, yakıp yıkabilirsiniz...bugün pekçok insanı bunlardan alıkoyan tanrı inancı ve hesap verme korkusudur...evet, ateistlerin pek çoğu başka insanlara hesap vermekten korktukları için bunları yapmıyorlar...ama eğer herkes ateist olur ve hiç bir hesap verme ihtiyacı kalmazsa? adam öldürmek serbest, pedofili serbest, hırsızlık serbest...yani en azından kimse görmediği sürece...görenler için de bunun herhangi bir suç oluşturmaması olası ayrıca...eğer tanrı kavramı yoksa neden adil bir yargı olsun ki...o da "yav adamın canı çekmiş ne olur bir iki çocukla seks yaptıysa" diyebilir...

ateizmi bu yüzden korkutucu buluyorum...tanrı inancı olmasa bile insanlar bir şeye inanmak zorundadır...hesap verme gününe inanmak zorundadır... yoksa onları dizginleyen tüm ahlaki değerleri kaybedip hayvana dönüşebilirler...insanı hayvandan ayıran, aklın varlığını ispat eden en önemli kavram ahlaktır bence...ahlak tamamen sanaldır...var olmayan birşeydir...ve nesilden nesile öğretilerek sahip olunan birşeydir...ve insanlığın toplum yapısının en temel taşıdır...ahlak sahibi insanlar bunu öğrenirken belki annelerinden ya da çevrelerindeki insanlardan etkilenerek buna sahip olurlar ama yine de bunun özünde de tanrı inancı ve hesap verme korkusu, her an biri tarafından gözlendiği gerçeği vardır...o yüzden insanlar kimse görmezken çalmaz, öldürmez, zarar vermezler...sonunda cennete gitmek olduğundan iyilik yapar, yardım ederler...yoksa kimse yılın en hayırsever iş adamı seçilmek için yardım okul-cami-hastane yaptırmaz...

eğer bunları sağlayan tanrı ya da inanç kavramını ortadan kaldırırsanız bence insanlığı oluşturan toplum yapısının temeline de dinamiti yerleştirmiş olursunuz...ben bu ateist yaklaşımları-kitapları-ateşli savunmaları insanlığın ağzına verilmiş siyanür hapları olarak görüyorum...eğer bir anlık gafletle ısırılır ve organizma içerisinde yeterince yayılması sağlanırsa kurtuluşu yoktur...

Hiç yorum yok: